Din kutsalla olan ilişki olarak tanımlanabilir. Din olgusuna temel yaklaşımları özetlersek:
- Tarihsel materyalizm: dini bir ideoloji olarak görür. Din ruhsuz bir durumun ruhu olduğu kadar, kalpsiz dünyanın kalbidir de. O halkın afyonudur. Din zenginliği meşrulasştırırken yoksullara da manevi zenginlik vaad eder.
- Weber: Dinleri vaadleri: bu dünyada ve ötede telafi, dualizm ve karma doktrinidir.
- Durkheim her toplumda kutsal ve din dışı ayrımını vurgulamıştır.
- Fenomenolojik yaklaşım: Eliade der ki; din kendinden başka birşeye indirgenmemeli ve kendisi olarak ele alınmalıdır. Dinin düşünsel işlevi hierophany (kutsal temelli hiyerarşi).
- İletişimsel yaklaşım (Pace): peygamberler sözlü iletişimcidir ve evet, ama diyerek gelenekselin üzerine yeni bir açıklama getirir ve yaşadıkların dönemin sorunlarına çözüm getirir. Clericus (tanrı adına hüküm berebilme yetkisindeki din adamları).
Laiklik din ve siyaset arasına bir set çeker ve devleti din konusunda tarafsız kılar. Sekülerleşme ise dinin bütün yaşam alanlarından çekilmesidir (bu kavram islamla uyumsuzdur). Sekülerleşme bilimin zayıf olduğu yerde hayat bulmaz. Abd de devlet kilise kuramaz veya finanse edemez.
Din kurumu ortaya çıkışıyla birlikte aile kurumunun işlevlerine talip olmuştur bu yüzden birey çoğu zaman aile ile din arasında tercih yapmak zorunda kalmıştır.