Sosyal Psikoloji’de Temel Tanımlar

Hayatı bizim için anlamlı kılan şey başkalarının varlığıdır. Sosyal psikoloji bu sosyalleşme sürecinde insanın psikolojisini anlamaya çalışır. 2 temel varsayımı vardır:

  • İnsanlar dünyayı olduğu gibi değil, kendi oldukları gibi görürler; böyle olmasa fikir ayrılığı olmazdı.
  • Her duygu ve düşüncemizde başkalarının, sosyal etkinin izi vardır.

Eylemlerimizin temelinde 3 güdünün var olduğunu kabul eder:

  • Hayatımız üzerinde hakimiyet sahibi olmak (Aksi durum kaygı ve stres yaratır.)
  • Sevmek, sevilmek ve ait olmak.
  • Benliğimizi değerli görmek. Bu arzu, gerçekliği inşamızda bazen çarptırmalara yol açar. Aksi durumlar depresyondur.

Birini gördüğümüzde otomatikman onun cinsiyeti, yaşı ve ait olduğu ırkı farketmemize sosyal biliş denir. Genelde güzel olanı (bize göre) daha çok olumlarız.

Limitli kaynağımızı idareli kullanmak için şemalardan (genellenmiş indirgemeler) yararlanırız. Gözlemlediğimiz davranışlara sebep atfederken ağırlıklı olarak içsel atıflarda bulunuruz.

Sosyal etki: başkalarının üzerinde güç kullanmadan söz sahibi olabilmektir. Bu bağlamda: Asch deneyleri kibrit çöpü ile normatif sosyal etkiyi, Milgram deneyleri de itaat olgusunu açıklar (yanında biri olduğunda otoriteye itaat ciddi anlamda düşer.), Grup etkisi kolay davranışları daha iyi kolaylaştıran, zor olanları ise zorlaştıran bir etkidir. Ayrıca grup içinde bireysel katkının belirlenemediği durumlarda sosyal kaytarma devreye girebilir. Tartışma sırasında karşıt görüşler daha da polarize olur ve kutuplaşma oluşur. Son olarak kitlelerin bilgeliği denen kavram da grubun tahminlerinin ortalamasının gerçeğe yakın rakamlar ortaya çıkardığını göstermiştir.

Sosyal ilişkiler incelendiğinde bazı kavramlar öne çıkar:

  • Saldırganlık zarar verme maksadıyla yapılan davranıştır. Saldırganlığın çoğunu 15-30 yaş arası erkekler yapar (testesteron etkisi). Ayrıca sıcak havalarda saldırganlığın istatistiksel olarak arttığı raporlanmıştır.
  • Öte yandan işbirliği toplum refahı için önemli bir kavramdır, bir bedeli/riski olduğundan asgari güven gerekmektedir. Malesef Türkiye kişilerarası güvenin en az olduğu ülkelerden biridir.
  • Yardımlaşma da bildiğimiz/tanıdığımız insanlara daha çok yaptığımız, mutekabiliyet esasına dayanan, empati ile ilişkili bir kavramdır. Başkalarının yardım ihtiyacı olan durumlarda; grup içindeysek daha az müdahale ederiz.
  • Önyargı bir tutumdur ve zihnimizdeki şemalar ile alakalıdır. Rekabet ve cehalet bunu körükler.