Sosyal Bilimlerde Siyaset Kavramı

Siyaset bir süreçtir; toplumsal yaşamı mümkün kılan ortak kurallar ve karar alma mekanizmalarıyla ilgilenir. Pratikte toplumsal çatışmayı kontrol altında tutma, uzlaştırma ve bu amaçla sürekli yenilenen ittifaklar yapma sanatıdır.

İktidar muhalefete rağmen istediğini yaptırabilme gücüdür. Devlet bir coğrafyada şiddet tekeline sahip hiyerarşidir. Tüzel bir kişiliktir.

İdeolojiler bir şablondur, bir simgeler örüntüsüdür. Karmaşık gerçekliği basite indirgeyerek dünyayı anlamlandırır. Siyasal ideolojilere temelde:

  • Liberalizm: temel değer birey ve bireyin özgürlüğüdür. Liberaller için devlet gerekli şeytandır, çünkü hayat, hürriyet ve mülkiyeti koruyacaktır. Ortak iyi ya da kamu çıkarını daraltmaktan yanadır. Piyasa savunusunun nedeni alternatifini koyamamalarındandır. Demokrasi, yöneticileri kansız biçimde işbaşından uzaklaştırmaya yarayan vazgeçilmez bir araçtır. Bireyleri ortak paydada eşitlemeye çalışmanın özgürlükleri zedelediğine inanır (refah devletine karşıdır).
  • Sosyalizm: Sosyo-ekonomik eşitliğin özgürlük ile varolabileceğini savunan ideolojidir.
  • Muhafazakarlık: Temel 1-2 ilke dışında olmazsa olmazları yoktur. İnsan aklının gücü kusurludur (Burke). Devrime karşıdır. Geleneği koruyarak değişimi savunur. Özel mülkiyeti destekler. Siyasi otorite ve devleti çok önemser.
  • Milliyetçilik: Devlet sınırları içinde tek bir millet yaşamalıdır. Bu ideoloji tutarlılık açısında sorunludur çünkü temel dil, din, cinsiyet gibi farklılıkları kenara iterek hayali bir cemaat ayrımını savunur. Millet olma ölçütleri net değildir.
  • Sosyal demokrasi bir ideolojiden ziyade alt sınıflar lehine devlet müdahalesini savunan kapitalizmdir.
  • Faşizm kendini karşı olduğu şeyle tanımlayan belli bir ulus veya grubun üstünlüğünü savunan bir yaklaşımdır. Genelde: saldırgan, lidere tabi, demokrasiyi reddeden, militaristtir. Günümüzde, iktidara gelmeselerde merkez partilere baskı unsuru oluştururlar.
  • Feminizm: düzenin erkeğin lehine, kadının aleyhine işlediğini savunur. İlk dalgada kanun önünde eşitlik, seçme-seçilme hakkı elde edilmiş sonraki dalgalarda daha geniş alanlarda eşitsizlikle mücadeleye odaklanmıştır.

Demokratik rejimlerde seçimler seçilmişleri denetim altında tutmanın temel aracıdır. Demokrasiler kırılgan rejimlerdir. Çoğunluğun tiranlığı mümkündür, bu nedenle kontrol mekanizmaları demokrasinin korunması için gereklidir. Bu mekanizma bürokrasi olabilir: bürokratlar siyaseti belirleyemez zira seçmene de hesap vermez. Parlementer sistem ile başkanlık sisteminin temel farkı yasama organının yürütme organını düşürememesidir. Partiler muhalefette olunca halka yanaşır iktidarda uzaklaşır. Kadro partileri seçim odaklı iken kitle partileri üye sayılarını artırarak uzun vadede teşkilatlanır.