Sosyal Bilimlerde Medya Kavramı

Yaşamda gerçekliklerin neler olduğu medya dolayımı ile inşa edilmektedir. Medya aynı zamande ekonomik bir sektördür. Zamanla deregüle edilmektedir. İletişim ve enformasyon teknolojisi yakınsadılça medya da evrilmektedir.

Medya araştırmaları ve kuramsal yaklaşımlara değinirsek:

  • Lazarsfeld ve Merton: kitlesel iletişimin kendi etkisinin az olduğunu, kanaat önderleri aracılığıyla etkinin büyüdüğünü söylemişlerdir. Medyanın gücü söylediğinden değil söylemediğinden gelir. Bu araçlar insanları uyuşturur, tepkisizleştirir.
  • Karz: medyanın insanlara ne yaptığını değil, insanların onu ne amaçla kullandığına bakmıştır.
  • Liberal yaklaşıma göre medya 4. Güçtür. Medya sahipleri değil izleyicilerin istekleri içeriği belirler. Haberler tarafsız olmalıdır.

Medyaya çağdaş eleştirel yaklaşımlar:

  • Frankfurt Okulu: Adorno, Horkheimer: Kültür endüstrisi medyayı kullanarak standartlaşmıştır ve herşeyin birbirine benzediği bir kültür empoze eder. Medya bir manipülasyon olmasından bağımsız olarak sorunun kendisidir. Benjamin; fotoğraf ve sinema birer kayıt aracı olmaktan öte dünyayı berli bir biçimde algılama ve kurmayı ima eder.
  • Althusser: Medya devletin ideolojik aygıtıdır. Bu görece özerk ve bağımsız görünmesinden gelen bir güçtür.
  • Gramsci Hegemonya teorisi egemen sınıfın kendini sürdürebilmek için rızaya ihtiyaç duyduğunu ve bu rızanın eğitim, aile, medya, din ile sağlandığını ve rıza alındığında hegemonyanın oluştuğunu gösterir.
  • Foucault: dünyaya bakışımızın söylemler etrafında şekillendirildiğini, bilginin toplumdaki güç ilişkilerini yansıttığını vurgular.
  • Barthes: Medyanın göstergeler, simgeler ve mitler ile ideolojileri insanlara kabul ettirmede önemli olduğunu göstermiştir.
  • Britanya Okulu (Hall): İletişim anlamlandırma mekanizması içinde çalışır. Bu modelde dil kendi dışında var olan anlamın şeffaf bir taşıyıcısı değildir. Anlam dil aracılığı ile inşa edilir. Yani medya gerçekliği tanımlar. Medya metinleri farklı şekillerde okunabilir (egemen, müzakereci, muhalif).

Post-Modern yaklaşımlar:

  • Baudrillard medyanın gösterge ile gerçeklik arasındaki farkı silikleştirdiği, bulanık bir durum yarattığı ve göstergelerin gerçekle bir alakasının kalmadığını belirtmiştir.
  • McLuhan – medya ile zaman ve mekan engeli ortadan kalkmıştır. Medium is the Massage: masaj ile algıları dönüştürerek kendi varlığını meşrulaştırır. Yani medyanın taşıdığı en önemli ileti kendi meşruiyetidir.
  • Chomsky ve Herman: Propaganda modeli medya patronlarının hangi fikirlerin kitlelere ulaşacağı konusunda söz sahibi olduğunu söyler. Ayrıca reklam verenler de etkileme potansileyine sahiptir.
  • Castells – Ağ Toplumu: İnternet ile özgürleşiyoruz ama bağlılığımız da her geçen gün artıyor. Yeni medya ile sosyalleşme pratiklerimiz de değişiyor. Evden çalışıyor ve ulus ötesi gruplara üye olabiliyoruz. Küresel bir yurttaşlık kavramının temeli atılıyor. Kitle iletişim modeli ciddi bir otorite yitimine uğruyor. Yakınsama ile özel kamusal alanın sınırları silikleşmekte, gizliliğin, suçun tanımları sorgulanmaktadır.

Sosyal medya; yüzyüze iletişimin belirleyici olduğu cemaatlerden (Tönnies), hayali cemaatlere (Anderson, RheinGold) geçiş gibi düşünülebilir. Birey belirli normlara uyması gereken bir yerellikten koparken aslında küçük bir azınlık tarafından işletilen geçici değerleri olan bir cemaati seçmektedir.