Transandantal Yanılsama: Diyalektik genel olarak bir yanılsama mantığıdır. Analitik mantığın bir parçası olan olasılıkla aynı şey değildir. Görünüşteki yanılsama ile aynı değildir, yanılsama nesnede değil yargıdadır. Mantıksal yanılsama, yani mantıksal bir kuralın yanlış kullanılması değildir.
Transandantal yanılsama, kavramlarımızın bağlantısının öznel zorunluluğunu, şeylerin kendi içlerinde belirlenmesindeki nesnel bir zorunlulukla karıştırmaktır. Yanılsamaları önleyemeyiz. Biz onları tanımladıktan sonra da yok olmayacaklardır.
Akıl kendini anlayışa uygular, asla deneyime ya da nesnelere değil. Soru şudur: Saf akıl a priori sentetik ilkeler ve kurallar içerir mi?
Akıl, mantıksal istihdamında, yargısının evrensel koşulunu keşfetmeye çalışır.
Genel olarak akla özgü ilke şudur: Koşullu bilgi için, onun birliğinin tamamlanmasını sağlayan koşulsuz olanı bulmak. Böyle bir saf akıl ilkesi sentetiktir. Bu saf akıl ilkesinden doğan ilkeler görünüşlerle ilişkili olarak transandantal olacaktır.
Bu ilkenin arayışı Transandantal Diyalektiğin konusu olacaktır.
KİTAP I – SAF AKLIN KAVRAMLARI
Saf akıldan türetilen kavramlar yalnızca düşünme yoluyla değil, çıkarım yoluyla elde edilir.
Aklın kavramları tasavvur etmemizi, anlamanın kavramları ise anlamamızı sağlar.
BÖLÜM I – Genel Olarak Fikirler
Kant ‘idea’ kelimesini kullanırken Platon’un kullanımını takip eder. İdealar, anlama yetisinin kavramlarını bile aşan, şeylerin kendilerinin arketipleridir.
Cins, genel olarak temsildir (Representation).
- Bunun altında bilinçle temsil (Perception) yer alır.
- Yalnızca öznenin bir algı duyumdur (Sensation).
- Nesnel bir algı ise Biliştir (knowledge). Bunun oluşumu:
- Sezgi: nesneyle dolaysız bir ilişkiye sahiptir ve tekil ve bireyseldir
- Kavram: birçok şey için ortak olabilecek dolaylı bir ilişkiye sahiptir. Bir kavram ya ampirik ya da saftır.
- Saf bir kavram Nosyondur
- Nosyonlardan oluşan ve deneyimi aşan kavram idea`dır.
BÖLÜM II – Transandantal İdealar Üzerine.
Eğer bir şeyin zıddı içsel olarak imkânsızsa, o şey kesinlikle gereklidir. Ancak akıl yürütmeyi tersine çevirip bir şey kesinlikle gerekli olduğunda, zıddının içsel olarak imkansız olduğunu söyleyemem.
Mutlak: bir şeyin her bakımdan geçerli olmasıdır. Aklın transandantal kavramı, koşulların sentezinde mutlak bütünlüğe yönelir ve kesinlikle koşulsuz olandan başka bir şeyde asla son bulmaz. Koşullanmış olanın sentezinin zeminini içeren koşullanmamış olandır.
İdea: duyu deneyiminde karşılık gelen hiçbir nesnenin verilemeyeceği zorunlu bir akıl kavramıdır. Dolayısıyla aklın saf kavramları transandantal fikirlerdir. Bunlar keyfi değildir, aklın kendi doğası tarafından dayatılırlar. Aşkındırlar ve deneyimin sınırını aşarlar.
Pratik akıl fikri, aklın tüm pratik kullanımının koşuludur. Aklın pratik kullanımında akıl, kavramının içerdiği şeyi fiilen meydana getiren nedenselliği uygulamaktadır. Belirli bir mantıksal bilgi biçiminin yetisi olarak düşünülen akıl, çıkarım yapma, yani dolaylı olarak yargıda bulunma yetisidir.
BÖLÜM III – Transandantal Fikirler Sistemi
Bir tasavvur ya da fikir oluşturabildiğimiz temsillerimizin tüm ilişkileri üç yönlüdür:
- Özneyle olan ilişki
- Bir fenomen olarak nesnenin kendisi olan ilişki
- Genel olarak tüm şeylerle olan ilişki
Düşünen özne Psikolojinin nesnesidir; tüm fenomenlerin toplamı (dünya) Kozmolojinin nesnesidir; ve düşünülebilir olan her şeyin olasılığının en yüksek koşulunu içeren şey (tüm varlıkların varlığı) tüm Teolojinin nesnesidir.
Böylece saf akıl bize aşkın bir ruh doktrini (psychologia rationalis), aşkın bir dünya bilimi (cosmologia rationalis) ve son olarak aşkın bir Tanrı doktrini (theologia transcendentalis) fikrini sunar.
Son olarak, transandantal fikirler arasında belirli bir bağlantı ve birlik olduğu ve saf aklın bunlar aracılığıyla tüm idraklerini tek bir sistemde topladığı açıktır. Benlik idrakinden dünya idrakine ve bunlar aracılığıyla yüce varlığa doğru ilerleme o kadar doğaldır ki, aklın öncüllerden sonuca doğru mantıksal yürüyüşünü andırır.