Modern Felsefe 4 – İngiliz Deneyciliği: Hobbes ve Locke

Hobbes’un Yöntem ve Bilgi Anlayışı

1651’de yazdığı Leviathan siyaset felsefesinin temel yapıtlarından biri olmuştur. Hobbes’a göre bilim ve felsefe, bilimsel olmayan teoloji karşısında tavır almayı sağlar.

Hobbes’a göre iki tür cisim vardır: Doğanın ortaya çıkardığı doğal cisim ve İnsanın istenç ve anlaşma yoluyla oluşturduğu devlet. Buna göre Hobbes felsefeyi dört alt başlığa ayırmıştır: Doğal felsefe, Yurttaş felsefesi, Psikoloji, Siyaset.

Hobbes’un yöntemi rasyonalizmdir. Tümdengelim ve hipotetik yöntem ise akılcılığın temelidir. Akılcılık , hesaplamadır; hesaplama, toplama ve çıkarmadır. Hobbes, bilginin temeli bakımından ampiristtir.

Hobbes bilgiyi ikiye ayırır:

  • Olgu bilgisi, bir şeyin yapıldığını görmek ya da anımsamaktır.
  • Sonuç bilgisi ise koşullu ya da varsayımlı bilgidir.

İmgelenebilir olan şeyler sonludur; sonsuz şeyler ise kavramsızdır. Bu tür terimler anlamsız ve içeriksizdir. Hobbes’a göre, bu bağlamda tümeller yalnızca birer isimdir.

Felsefe genel olarak cisimlerin nedenleri ve nitelikleriyle ilgilenir. Üç tür cisim vardır: Fiziksel cisimler, İnsan cismi, Politik cisim.

Cisim asli olarak uzamsal ve zamansaldır. Uzam zihnin dışında var olan şeyin imgesidir. Zaman devinim içindeki öncenin ve sonranın imgesidir. Nesnel temelleri vardır ancak zihnimizde imge olarak var olurlar. Uzamı ve zamanı hem sonlu hem de sonsuz olarak imgeleyebiliriz. Her cisim zorunlu olarak uzamlı ve zamanlı düşünülür.

Hobbes’un Ahlak ve Siyaset Anlayışı

Hayvan ve insana özgü iki tür devinim vardır: Canlılık devinimi, İstençli devinim. İkisinin de kaynağı zihindir. Zihin beyindeki devimidir. Bu devinimde imgeler ve idealar ortaya çıkar. Zihinselliğin temelinde dürtü gücü ya da çaba vardır.

Yönelim’e istek, uzaklaşmaya ise kaçınma neden olur. Yönelim ve kaçınma sonucunda ise duygular ya da tutkular ortaya çıkar. Yalın tutkular, arzu, sevgi, korku, nefret, sevinç ve üzüntüdür.

İnsanda mutluluğa yol açan şey iyi, mutsuzluğa yol açan şey ise kötüdür. Bu nedenle, mutlak iyi ya da kötü yoktur. Ölçü, bireydir. İnsanlar toplu halde yaşasa da iyi ve kötüye kendileri karar verir. Bu atomsal bireycilik olarak adlandırılır. Atomsal bireyciliğe göre insan gücü ister.

Güçlü güçsüzü ezebilir. Güç bir hak durumuna gelebilir. Özgüven elde etmek isteyen insan başkalarıyla rekabet içindedir. Hobbes bunu, herkesin herkese karşı savaşı olarak tanımlar. İnsan insanın kurdudur. Bu nedenle, eşitliğin ve barışın tesisi için, devletin kurulması zorunludur.

Toplum sözleşmesi bireyler arasındaki düzeni sağlayan uzlaşmadır. Hakların bir kısmı yöneticiye devredilir. Tek kişi ya da topluluk biçiminde olabilecek yönetici, mutlak güce sahiptir. Yasa hükümdarın buyruğudur. Ahlak ve adaletin tesisini de yönetici sağlar. Adalet, hükümdarın yasalarına uymak anlamına gelir.

John Locke’un Bilgi ve Dil Anlayışı

Locke, ampirizmin kurucusudur. Baş eseri, İnsan Anlığı Üzerine bir Deneme’dir.

Locke’a göre bilgi duyusal deneyimle başlar. Mantık ilkeleri doğuştan insanlarda bulunmaz. Ruhta kuramsal ilkeler ve pratik ilkeler bulunmaz. Erdemin genel olarak onaylanmasının nedeni doğuştan olması değil, faydalı olmasıdır. İnsanlarda doğuştan gelen şeyler açlık, susuzluk gibi uyarımlardır. Bu nedenle ahlak ilkelerinin temellendirilmesi gerekir.

Locke’a göre zihin ilk olarak bir tabular rasa ’dır. Zihin deneyim yoluyla dolar. Deneyim, duyumlarla ve düşünümler ile oluşur. İdelerin kaynağı, duyum ve düşünümdür. Duyum, zihnin ideleri elde etmesini sağlar. Düşünüm ise, kazanılan ideler üzerine çalışarak onları seçik hale getirir.

Duyumun nesnesi dışsal şeyler, düşünümün nesnesi ise zihnimizin kendi işlemleridir.

Yedi tür ide vardır:

  • Basit ideler: Bilgimiz ilk ve yalın materyalidir.
  • Karmaşık ideler: Zihnin basit idelerden kendi oluşturduğu idelerdir.
  • Cisim ve töz ideleri: Yalın idelerin birbiriyle kaynaşması sonucu ortaya cisim idesi çıkar. Töz idesi ise var olduklarını gördüğümüz bilinmez şeylerdir.
  • Moduslar: Cisimlere bağımlı olan veya onların etkileri olarak düşünülen idelere kip denir. Kendi başlarına var olamazlar. Cisimlerin ya da tözlerin varlığına bağlıdırlar.
  • Düşünümün kipleri: Zihin kendi içindeki eylemleri gözlediğinde ilk olarak düşünmeyi fark eder. Düşüncedeki değişimlere kip denir.
  • Duyum ve düşünümün birlikte elde edildiği ideler: Başlıcaları haz ve acıdır.
  • Bağıntı ideleri: Varlıklar arasında ilişki oluşturan idelerdir. Bağıntı ideleri, kaynaşık değil yan yanadır. Nedensellik bu türden bir idedir.

İnsanın çıkardığı sesler, idelerinin imleri-sembolüdür. Sözcükler zihinde bulunan idelerin sembolüdür. Sözcükler çoğunlukla geneldir. Genel terim nesnelerde ortak olanın zihinde oluşturduğu genel ideye verilen addır. Genel terimler soyuttur. Salt düşünme yetimizin ürünüdür. Birbirine benzeyen şeylerin gerçek özünü oluşturur. Bu özler var edilemez ve bozulamaz.

Locke’a göre bilgi ideler arasındaki ilişkilerden doğar. Bu bağlamda dört ilişki söz konusudur:

  • Özdeşlik ya da başkalık:
  • Bağıntı:
  • Birlikte varoluş: Aynı öznede birlikte varolma ya da bulunmadır.
  • Gerçek varoluş:

Bilgi apaçıklık derecesi bakımından üçe ayrılır:

  • Sezgisel bilgi: Zihnimizin iki ide arasındaki uyum ya da uyumsuzluğu dolaysızca algıladığı bilgi türüdür. İnceleme ve tanıtlamaya gereksinim yoktur.
  • Tanıtlamalı bilgi: Uslamlama gerekir.
  • Duyusal bilgi: Kanı düzeyindeki bilgidir. Yalnızca duyulara başvurarak nesnelerin gerçek bağıntılarına ulaşamayız.

Locke’ın Ahlaksal ve Siyasal Görüşleri

Locke’a göre ahlak tanıtlanabilirdir. Ona göre üç çeşit yasa vardır:

  • Kutsal Yasa: Tanrısal yasadır.
  • Yurttaşlık Yasası: insanların neyin suç olduğunu saptamak için koyduğu yasadır.
  • Ahlak Yasası: Düşünce ve saygınlık yasasıdır. Yaptırım gücü övme ve yermedir.

Locke’a göre doğa durumu Hobbes’tan farklı olarak özgürlükte temellenir. Birincil doğal hak, kendini koruma ve yaşam hakkıdır. Özel mülkiyet de bir haktır. Özel mülkiyetin temeli olan emek, kişinin kendisine aittir. Özgürlük hakkı ve miras hakkı doğumla kazanılır. Hak ve özgürlükleri korumanın yolu, toplumsal örgütlenmedir. Devletin temel amacı mülkiyetin korunmasıdır.

Locke’a göre insanlar doğal haklarını ve yetkilerini çoğunluğa devrederek sözleşme yapmalıdır. Burada birey, çoğunluğun istencine boyun eğer. Hobbes’tan farklı olarak, Locke’da en yüksek güç yürütme değil yasama erkidir.