İnsan ve Toplum – Sağlık ve Hastalık Kavramları

Sağlık ve Hastalık Sosyolojisi bu kavramların toplumda nasıl üretildiğini, dağıtıldığını ve diğer yapılarla ilişkilerini inceler. İlk olarak McIntyre tarafından kullanılan bir kavramdır.

Sağlık sadece hastalığın yokluğu değil, fiziksel, zihinsel ve sosyal açıdan tam bir iyilik hali olarak görülmektedir. Sağlık toplumda eşit dağılmaz, sınıfsaldır.

Parsons’a (İşlevselci) göre tıp mesleği piyasa ilişkilerini ve benciliği kıran özgeci bir meslektir. Parsons hasta rolü kavramını toplumsal görür. İnsanların bu role girdiğini ama toplumun bunu kabul etmesi için insanın iyileşmeyi istediğini kanıtlaması gerektiğini öne sürer. O zaman hasta rolündeki kişi bu rolün imtiyazlarına sahip olur. Tıbbın en önemli görevi kimin hasta kimin olmadığını ayırmasıdır. Çünkü çok kişi hasta olursa toplum işlemez.

Marksist yaklaşım: Sağlık bakımı örgütleri, sağlık kavramını insanın çalışabilmesi için zinde olmaya indirger. Bu süreçte hastalıkların gerçek nedenleri yerine sigara, içki gibi faktörleri öne sürerek politik nedenleri gözardı eder. Hastalıkları engellemek yerine tedaviye yatırım yapar. Çünkü asıl sağlık hedefi ile kâr hedefi arasında bir çelişki oluşmaktadır. Bu şekilde tıp kurumunun kendine zarar vermesine Iatrojenez denmektedir.

Yorumlayıcı yaklaşım: Bedeni ve hastalığı toplumsal inşa olarak görür. Medikalizasyon daha önce tıbbın kapsamında olmayan şeylerin kapsama girmesidir. Bu sayede toplumda tıp; otorite ve kontrole aracılık etmektedir (Drapetomamia – köle hastalığı, doğumun hastanede yapılması gibi örnekler verilebilir). Ayrıca medikalizasyon alkol, uyuşturucu gibi sorunları bireyin sorunu haline getirerek toplumsal nedenleri gizler. Post-yapısalcı Foucalt’a göre tıp; devletin lehine insanları hasta, deli, suçlu, sapkın gibi kategorilendiren normalleştirici bir kurumdur.

Neoliberal yaklaşım da epidemiyoloji aracılığıyla hastalıkları bireysel nedenler çevresinde inceleyerek toplumsal nedenleri göz ardı eder. Çeşitli yiyecek ve davranışları risklendirerek bireye yön verir. Riskler bireysel kavramlar veya tercihler olarak inşa edilir.

Özetle sağlık sınıfsaldır. Mesela gelişmekte olan ülkeler sağlık hizmetlerine kolay erişemez. TRIPS anlaşması ilaçların patent haklarını koruyarak dengesiz hizmet dağılımına neden olmaya devam eder.