İlkçağ Felsefesi: Sokrates ve Sokratesçi Okullar

Sokrates (-430): Huzursuz eden, ezber bozan bir sorgulayıcıdır. Sofistler gibi şüpheci olsa da bir hakikat olduğunu varsayar ve onu arar. Hakikat arayışının başlangıcı bilgisizlik bilincidir. Bu çağrı en basit haliyle hayatı sorgulama çağrısıdır. Bu bağlamda:

  • Bilgiyi başkalarına anlatmaktansa onların bilgiye ulaşmak için bir çaba göstermesini bekler. Bilgi bulunmaktan çok hep aranması gereken birşey olarak görünür.
  • Aporetik yöntemle karşıdakinin temel varsayımlarını çürütür, onun özgüvenini dağıtır ve bilgisizlik bilinci aşılar.
  • Bilginin ve kavramların gerçek doğaları bilinemese de yeni ve doğru sorularla hakikate yaklaşılabilir. Bu çizgide doğa felsefesinin uğraşlarını kanıtlaması imkansız apriori spekülasyonlar olarak görmektedir.
  • Hayatın ereği olarak mutluluğu görür. Mutluluğa erişmenin yolu ise insana ve yaşama ilişkin bilgidir, çünkü doğru bilgi insanı doğru eylemlerde bulunmaya götürür.
  • Bilgisizken erdem imkan dahilinde değildir o yüzden bilgi erdemdir. Burada kastedilen bilgi neyin iyi neyin kötü olduğunu ayırt etmeye yarayan bilgidir. Mesela demokraside bu bilgiden yoksun insanların oyları hesaba kayılacağı için demokrasiyi sevmez.

Atina o yıllarda Peloponnes savaşlarında yenilmiş, bir gerileme döneminde iken halkta varolan düzene bir inançsızlık oluşmuştur. Sokrates`in amacı içinde yaşadığı toplumun değerler bunalımına çare üretmektir. Bu amaçta insanları bir at sineği gibi uyararak ruhlarını yetkinleştirme görevinin daimom tarafından (iç ses) ona verildiğini düşünür. Savunmasındaki boyun eğmeyen tavrı onun ölümüne neden olmuştur. Sokrates`in ardından Platon, Aristo ve küçük sokratik okullar gelmiştir.

Sokratesçi Okullar

Kinikler: ( Antisthenes, Diogenes )

Amaçlanan erdem: tam bağımsızlık diğer bir deyişle tüm bağımlılıktan azade olmaktır. Bağımlılığın nedenini arzular, içgüdüler olarak görüp bunlara karşı kayıtsızlığı seçerler. Bu kayıtsızlık mutluluğu getirir.

  • Mümkün mertebe yoksul bir hayat sürmeyi tercih ederler. Elindekileri de, eğer varsa, dağıtmak esastır.
  • Bütün insanlar sınıf, din, cinsiyet farkı gözetmeksizin eşittir. Kinikler için bir tür komünal hayat esastır denilebilir. Kinikler toplumsal hayatın dışında kalmayı öncelikli değer olarak benimsemişlerdir. Bütün uygarlık değerlerine saldırırlar.

Kirene: (Aristippos, Hegesias, Hedonizm)

Hedonizmin (hazcılığın) kurucusu okuldur. Haz, iyinin bizatihi kendisidir. Öte yandan acı veren şey ise kötüdür. Hazzı istemek son derece doğal bir duygudur. Aristippos için haz anlıktır. Hazzı elde etmenin yolu bilgiden geçmektedir. bilgi, insanın rasyonel bir biçimde hesap yapmasını, fiillerini ölçüp biçmesini, neyin haz ve neyin acı vereceğini belirleyebilmesini, en nihayetinde de hazzı tercih edebilmesini sağlar.

Hegesias hazcılıktan yola çıkarak bazı öğrencilerine intihar etmelerini önermiştir. Ona göre haz en yüksek iyidir. Fakat insanların çoğu yoksulluk, hastalık ve çeşitli hayat meşakkatleri sebebi ile hazza erişemezler. Bu durumda en makul seçenek intihardır.

Dikkat edersek Kirene ve Kinik okullarında Sokrates`in aksine bireyci bir anlayış görmekteyiz. Çıkış noktaları Sokrates olsa da vardıkları yerler çok farklıdır. Bunların dışında daha az etkiye sahip olmuş 2 okul daha mevcuttur. Bunlar: Megara (öklid, Eristik sanat, safsatalar) ve Elis-eretria`dır.