İlkçağ Felsefesi: Sistematik Dönem – Platon

Platon Sokrates’in öğrencisi olmakla birlikte politik ve seçkin bir ailede doğmuş, Atina dışına çıkmış, Akademiyi kurmuş, yönetimle gerginliklerinden hapse girmiş ve geriye 30’dan fazla eser bırakmıştır. Platon idealizmin temellerini atmıştır.

Varlık anlayışı: idealar dünyası biçimler dünyası demektir. İdea (form) algımıza konu olmaksızın varlığa temel teşkil ederler. Varlığın özü çok olamaz. Zıtlar bir araya gelerek bir bütün oluşturur (diyalektik), yani şeyler zıtlıklar barındırabilir. Gerçek varlık (form) ile oluş (algılanan) birbirinden farklıdır. Formlar bilgiye (episteme), fenomenler de kanaatlere (doxa) konu olurlar.

Bilgi anlayışı: Bilmek hatırlamaktır. Bilgi formlar halinde zaten vardır. Belirli yöntemlerle bunlara erişilir (hatırlanır). Platon’un bilgide kast ettiği formlardır, Bilgi sebepleri içeren bir açıklama olmasıyla kanaatten ayrılır. Hatırlanan şey de eşya hakkındaki özel bilgiler değil, formlardır. Bilginin konusu varlık, oluştuğu yer akıl (nous), kanaatin konusu da oluş (being), çıktığı yer ise duyulardır.

Ruh anlayışı: ruh ve beden mahiyet olarak birbirinden farklıdır (Dualizm) ve ruh beden üzerinde etkiye / kontrole sahiptir. Buradaki ruh türkçedeki akıl, ruh ve can’ın kesişimidir. Ruh parçalı bir yapıya sahiptir (sağduyu, öz, iştah) bu parçalılık Freud ve Lacan’da geliştirilmiştir. Ruh ölümsüzdür (Pitagoras devamı).

Ahlak anlayışı: Erdem eyleme içkin değildir ama eylemlerin amacı olmalıdır. Eylemin iyi ya da kötülüğünü gayesi belirler. Ölçülülük eylemlerin bağlama uygunluğudur. Ruh hazza erişim için bedene bağlıdır. Öte yandan akıl haz isteği ile bir çatışma yaşar. İyi şeyler hiyerarşisinde: ölçülülük, güzellik, akıl, bilgi ve haz gelir. Görünen dünyada göz ve nesneler için güneş neyse; kavranan dünyada da iyi düşünce ve düşünülen şeyler için odur. Kötülük iyiliğin olmaması veya eksikliğidir. İyilik soyut değil insan eylemleriyle ortaya çıkan bir şeydir.

Estetik anlayışı: ölçü iyiliğin ve güzelliğin temelidir. Sanatsal olan bir anlamda ölçüleri tutturabilmektir. Taklit (nimesis) formları gerçek yaşamda görünür kılmaktır (Demirguos en yücesini yapmıştır). Şairane yaratıcılık ile sıradanın ötesine geçilip kutsalla temas kurulur. Bu sanat tipi içinde kutsal bulundurduğundan zanaatten farklıdır. Sanatı değerli kılan yarattığı nesneler ve toplumsal işlevidir. Estetikte hiyerarşi; yatak formunu yaratan (tanrı), yatağı yapan (zanaat), yatağın resmini çizen (artist) şeklindedir.

Siyaset anlayışı: devlet, devlet adamı ve yasalar eserlerinde ana görüşlerini paylaşmıştır. Devleti idealde filozoflar yönetmelidir (aristokrasi). Devlet ve toplum siyasi olduğu kadar etik bir konudur ve yöneticilerin bu konuda eğitilmesi gerekir. İdealde sınıflı bir devlet yapısı tasarlamıştır. Döneminde dair 4 devlet türü belirlemiştir: Timokrasi – Sparta (şeref, görev esaslı yönetim), plütokrasi (oligarşik), demokrasi, tiranlık (demokrasideki yozlaşma sonucu kontrolü elime geçirir).