Sanayi toplumu kavramı Saint Simon ile sosyoloji disiplini içerisinde tartışmasız kabul görmüştür.
Bell, yakınlaşma (convergence) teorisi savunucusudur. Buna göre toplumsal organizasyonların zorunlulukları toplumsal yapı üzerinde ideolojilerden çok daha etkilidir. Bu yüzden kapitalist ve sosyalist toplumlar giderek birbirlerine benzemektedirler
Bell’e göre üretim ve tüketimin temel değerleri farklıdır. Üretim çalışma etiğine ve tatminin ertelenmesi dayanırken tüketim hedonizme (hazcılığa) ve kişisel tatmine dayanır.
İdeoloji düşünceleri toplumsal hareketlere dönüştüren önemli bir işlevi yerine getirir. Bell bugün ideolojilerin üç neden yüzünden bittiğini vurgular:
- Sosyalist rejimlerin kendi halklarına karşı uyguladıkları şiddet içerikli baskılar
- Kapitalist pazarın en olumsuz etkilerinin iyileştirilmesi ve refah devletinin ortaya çıkışı
- İnsanı mükemmel gören romantikliğin yerine varoluşa Stoacı yaklaşan felsefelerin ortaya çıkışı
Sanayi Sonrası (post-endüstriyel) toplumun karakteristik özelliklerine değinirsek; Ekonomi, imalattan hizmet sektörüne kaymakta, teknolojik önem kazanmakta ve toplumsal yapıda ise yeni teknik elitlerin yükselişi ile birlikte yeni bir tabakalaşma görülmektedir. Özetle kol emeği gerilerken beyaz yakalı işler ve hizmet endüstrisi büyür. Bu süreçte yükseköğrenime erişim artar ve demokratikleşir. Bilgi bu toplumda gücün temel kaynağını oluşturur.
Sanayi Sonrası Toplum Kuramı
Enformasyona dayalı entelektüel teknolojinin yükseldiği bir toplumdur. Sanayi sonrası toplum üç temel sektöre sahiptir : ulaştırma ve hizmetler (üçüncül); Ticaret ve Finans (dördüncül); sağlık, eğitim, kamu ve boş zaman faaliyetleri (beşincil). Bunların içinde sonuncusu belirleyicidir (fark yaratır).
İmalat sanayinin yerine hizmet sektörü toplam üretim içinde daha büyük bir paya sahiptir. Sanayi sonrası toplumda teorik bilgi ampirizme karşı önem kazanır.
Post-endüstriyel toplumun bazı özelliklerini şöyledir:
- Endüstriyel: Mal üretiminden hizmet ekonomisine geçiş
- Mesleki açıdan; Mavi yakalıdan beyaz yakalıya; işçi sınıfından orta sınıfa geçiş
- Politik olarak; Politikacılar gibi geleneksel güce karşı yeni bir bilgi sınıfının oluşması.
- Kültürel olarak; İlerlemenin asıl kaynağı olarak teorik bilginin merkeze alınması.
- İdeolojik açıdan; Teknolojinin kontrolüne dayalı bir ‘gelecek yönelimi’
Bell’e göre toplumsal yapı tekno-ekonomik düzene geçer yani bilim adamları, matematikçiler, ekonomistler önem kazanır.
Waters’a göre post-endüstriyel toplumun boyutları zamanla değişmektedir. 5 temel situs (pozisyon) görür: ticaret, hükümet, üniversite/araştırma, sosyal refah ve asker. Toplumda çatışmaların sınıflar arasında değil, situslar arasında gerçekleşeceğini ve sınıf oluşumunun engelleneceğini ileri sürer.
Sağlık ve eğitimin birer hak olarak kavranışı yaygınlaşır. Toplumun haklarının artan siyasallaşması kamu hizmetleri sektörünün genişlemesine neden olmaktadır.
Veysel Bozkurt`da sanayi sonrası toplum ekonomik dönüşüm, yeni sınıflar, Bilginin artan rolü ekseninde ele alır. Post-endüstriyel toplumda kültür, değişimi teşvik eder ve ekonomi de bunun bir aracıdır.
Sanayi sonrası toplum kuramına yönelik eleştirilerin odak noktası sınıfsal eşitsizlik, beyaz yakalılığın vasıfsızlığı gibi ciddi konuların bulanıklaştırılmasıdır.