Güncel Sosyoloji – Postmodern Sosyal Teori

Postmodernizm, bir tarihsel geçmiş duygusunun yitirilmesi, gerçekliğin yerini imajların alması, zincirden boşalmış göstergeler olarak tanımlanabilmektedir.

Post-Modernizmin Ortaya Çıkışı

Postmodernizmin merkezinde yer alan bazı temalar: öznenin ölümü, temsilin reddi ve kamusal alanın çöküşü, bireycilik, bireyin kimliği, anti-hümanizm, kinizm, Heidegger ve Nietzsche felsefesi, nihilizm ve Paris 1968 geleneği olarak sıralanmaktadır.

Aydınlanma Düşüncesine Tepki olarak Nietzsche’e göre, modernleşmenin doğuran akıl ya da bilim değil, insanın yaşam enerjisidir. Yani yaşam enerjisi yüksek olanlar tarihi yapar, büyük atılımlara kaynaklık eder ve bireyleri yönlendirirler. Aydınlanma projesi iyimser niyetin aksine bir yabancılaşmanın, acımasızlığın egemenliğine; aydınlanmanın rasyonel aklı da ahlaksızlığa dönüşmüştür (genoloji kavramıyla bunu tarihsel olarak örneklendirir).

Nietzsche için tarihe anlam veren süreç güç ve iktidardır ve gücün kaynağını yaşam enerjisi olarak nitelediği “seçkin” bireylerde arar. Koşullardan bağımsız insanın acı çekmesi ve yabancılaşmasının sona ermeyeceğini savunan Nietzsche, insanın doğası gereği sürekli olarak bir şeyleri yıkıp yok ettiğini ve yeniyi aradığını ifade eder.

Görüşlerini aydınlanmanın akıl ve ilerlemesinin yerine sanata, estetiğe önem vermekle noktalar; ve postmodern düşünürlere ilham kaynağı olur.

Modern Sanata Karşı Postmodern Sanat Anlayışı

Postmodern Sanat İlk olarak 1960’larda New York sanat çevrelerinde başlar.

Modern sanatın ana özelliklerine değinirsek:

  • Geçmiş, gelenek ve yakın geçmiş eleştirilerek yadsınmaktadır.
  • Sanatçı seçtiği konu ile bir toplumsal amaca yönelmektedir.
  • Modern sanatta kültür ve sanat ürünleri metalaşmıştır.
  • Modern sanat seçkincidir. Fakat teknoloji sanatı kitleselleştirerek modern/popüler ayrımını getirmiştir.

Buna karşın, postmodern sanat

  • Estetik anlamda sanatçının kendi bilinci, topluma göre ön plandadır.
  • Sanatta topluma karşı misyon yerine; montaj ve eklemleme geçmektedir.
  • Gerçek açık uçlu bırakılmakta ve belirsizlik önem kazanmaktadır.
  • Tutarlılık önemimi kaybeder.
  • Yüksek sanat ve kitle ayrımı yadsınarak taklit ile yapıtın üretimi esas alınmaktadır.

Postmodernizmin İlkeleri

5 maddede özetlersek:

  • Modernizmde geçerli olan her şey postmodern zamanda geçersiz ve eskimiştir.
  • Postmodernizm, olguların gerisinde mutlak bir gerçekliğin olduğunu reddeder.
  • Mutlak hakikat olmayınca toplumsal hayat, gerçeklerin değil taklitlerin ve temsillerin denetimindedir.
  • Mutlak bilgi mümkün olmadığı dünyada nihai anlama yer yoktur (anlamsızlık, ya da sonsuz anlamlılık).
  • Şüphe, postmodernizmin kalıcı şartıdır.

Modernizmdeki akıl ve rasyonalite; postmodernizmde aklın tükenmişliği olarak yorumlanır. Bu postmodernizmde bir kuralsızlık yaratır. Modernizmdeki büyük anlatıların yerini postmodernizmde küçük ve öznel anlatı almıştır (farklı okumalar).

Modern bilimin bütün sorunları çözebileceği yönündeki (nafile) inanç ve yine bilimin insan var oluşunun mistik ve metafizik boyutlarını dikkate almaması postmodernizmin bilimi eleştirdiği önemli noktalardır.

Jean-François Lyotard’ın Postmodernizme Bakışı

Lyotard, Postmodern durum kitabında bilginin metalaştığını ileri sürer. Eskiden devletlerin toprak için verdiği mücadele artık enformasyon denetimi için verilecektir.

Teknolojik dönüşümle birlikte bilginin doğası da değişecek, teknik bilgisayar diline çevrilemeyen bilgiler bu süreçte terk edilecektir. Fakat bu bir yönetim sorunu getirir: örneğin süreçler makinelere ve yazılımlara devredildikçe onların aldığı kararların doğruluğunu kim garanti edebilecektir?

Ayrıca Lyotard, bilgi sorununa dikkat çekerken Wittgenstein’ın dil oyunları anlayışını geliştirir. Bu çizgide dilin nesnel bir anlam yapısının olabilirliğini kuşkuyla karşılamaktadır. Onun için bir metnin yazarı tarafından nasıl anlamlandırıldığından çok; alıcılar tarafından nasıl anlamlandırıldığı önemlidir.

Lyotard’a göre bilimsel bilgi bilginin bütününü temsil etmez ve bir söylemden ibarettir. Anlatısal bilgide de önemlidir ki, bu iki bilgi tipi en baştan beri birbirleriyle rekabet içinde olmuşlardır.

Son olarak postmodernizm üst-anlatılara ve temelciliğe karşıdır; heterojenlikten, çoğulluktan ve dolayısıyla mikro-politikadan yanadır.

Fredric Jameson’ın Postmodernizme Bakışı

Jameson için, postmodern alan kültürel bir ideoloji değil; kapitalizmin genişleme aşamasıdır yani bir anlamda çokuluslu kapitalizmin kendisidir. Üç aşamada bakarsak: Gerçekçilik kapitalizmin, Modernizm tekelci kapitalizmin ve Post-modernizm çokuluslu kapitalizmin kültürel yansımasıdır.

Felaketin ve ilerlemenin bir aradalığı şeklinde diyalektik bir yanı vardır.

Jameson’a göre, postmodern dönemde estetik biçimin belirleyici unsuru mekandır. Kişinin kendini mekânda, toplumda ve dünyada konumlayışında “bilişsel harita” anahtar unsurudur.